Dünyadaki tüm olumsuzluklar insan beyninden kaynaklanır.
Beyniyle
ilişki kuramayan erkekler 'çocuk', kadınlar da 'anne' gibi düşünür.
Beynimiz ikiye ayrılıyor, üst beyin ve alt beyin. Üst beynin tıptaki
karşılığı korteks, bir milimetre kalınlığında bir kabuk gibi iki beyin
yarımküresini kaplar. Beynin girinti ve çıkıntısı çok fazla olduğu
için açıldığı zaman bir buçuk metrekarelik bir yer kaplar. Satranç,
briç oynadığımız, konuştuğumuz, analiz, sentez yaptığımız, dış
dünyayı algıladığımız hücrelerdir bunlar. Yani IQ'nün ölçebildiği,
bilgisayarların taklit edebildiği hücreler. Bunun beyinde kapladığı
alan yüzde 28'dir. insanlarda üst beyin gelişme farklılıklarından
dolayı aynı yüzler gibi birbirine benzemez. Bu farklılık sonucunda
insanlar gerçekte birbirini anlamaz duruma gelir. Üst beyinler farklı
olduğu için kimse meramını karşısındakine tam anlatamaz. Tartışırsın ya
da politika yaparsın. Hele de biraz okuyup yazdıysa herşeyi en iyi
kendi bilir sanır insan. Ama buzulun altı daha büyük.
Buzulun altında alt beyin var. RNA molekülü yoluyla atalarımızdan
gelen bilgi şifrelerini depoluyor. Bu, Nobel Kimya Ödülü kazanan bilim
adamlarınca 1988 yılında ispatlandı. Alt beyin ayrıca bütün
organlarımızın orkestra şefidir. Nefes alıp verme, tansiyon, kalp
atışı, sindirim siteminin çalışması ve tüm sistem alt beynin refleksif
denetimi altındadır. Bir de duygularımız ve içgüdülerimiz alt
beyindedir. Duygusal zeka denilen EQ, IQ'den üstündür. Bunun içindir
ki, duyguların zincirleri kırılamaz derler.
Duygularımızla hareket ediyoruz çünkü yüzde 28'lik korteks(üst beyin)
hücreleri hiçbir zaman yüzde 72'lik alt beyin hücreleriyle başa çıkamaz.
Duygularımızla başa çıkabilseydik, kimse depresyona girmez, hayatını
perişan etmez, kimse nevroz olmaz, kimse psikoz olmazdı. Biz
doktorların da işi çok kolay olurdu. iki kere üst beyinsel nutuk
atardık herkes iyileşirdi.
Alt beyin ve üst beyin arasında sembolik bir tabaka daha vardır. Bu
tabakaya klasik 'Freud ekolü' şuuraltı der. Benim kavramlarıma göre bu
'ilkel libido seviyesi'dir. Bu tabakanın tamamında seksüel içerikli
takıntılarımız vardır. Üst beyin gelişmiş dahi olsa, bu tabakada
takıntılar varsa alt beyinle hiç temas etmeden yaşar ve ölürsün. Ve
maalesef insanların yüzde 99'u bu durumda. Takıntılar yüzünden alt
beyin açılım yapamaz. ilkel libido seviyesindeki seksüel içerikli
takıntılara toslar geri döner. Koca bir hazineyi kaybedip yaşar gider
insan.
Toplumumuza baktığımızda kadınlarımızın, genç kızlık dönemlerini
klitoris, olgunluk dönemlerinde rahim gücünü kullandıklarını görüyoruz.
Gerçek anlamda vajinal orgazmı öğrenmedikleri için, vajina kodu
açılıp beyne yerleşmez. Alt beyinde doğanın kanunları, üst beyinde
insanın kanunları geçerlidir. Üst beyni gelişmiş birtakım ülkelerin
pornografik tuzaklarıyla sekste çok önemli ana kaideler unutulmuştur.
Eski Çin felsefelerinde devamlı üzerinde durulan bir alt beyinsel denge
vardır: Artı eksi dengesi. Erkek çıkıntıdan, kadın girintiden haz
alacak. Batı'nın pornografik seks tuzakları yüzünden kadını
klitorisiyle uyararak orgazma ulaştırmak, erkeklerin de işine geliyor.
Erkeklerin boşalmayı kontrol altına almayı öğrenmeleri gerekiyor. Bunu
yapmadığımız zaman kadın, kızlıktan analığa geçer. O zaman ilkel
libido seviyesinde kadınların yüzde doksanı rahimdir diyebiliriz.
Vajinayı keşfetmeyen kadın sevişmekten haz almaz. Bu yüzden kadınlar
anne, erkekler çocuk alt beyinli olur.
Kibele'nin öyküsü:
Bu Anadolu insanlarında alt beyinsel olarak hala bütün gerçekçiliği
ile yaşanıyor. Anadolu topraklarında Lidya, Frigya dönemlerinde ana
kraliçeler vardı.
Bu rahim hakimiyeti beş bin yıl kadar sürmüş. Arkeolojik verilerde koca
memeli, koca kalçalı Kibele heykelcikleri çıkar. O zamanki insanlar
mikroskop keşfedilmediği için erkeğin dölleyici rolünü bilmiyordu. O
zamanki insanlara göre durup dururken kadının karnı şişiyor ve bir çocuk
çıkıyor. Böylece kadını yaradan sanmışlar. Şimdi Anadolu'da kadınlara
bakın, çoğunluk Kibele heykelciği şeklindedir.
Erkeklerde ise genetik bilgi şifreleri ve rahim etkisi oluyor... Çok
eski zamanlara gittiğimizde mağara döneminde, zaten alt beyinde rahim
etkisi yüksek. Alt ve üst beyin tamamen çocuk. Denetleyici bir üst
beyin yok. alt beyin noradrenalin denilen bir saldırganlık maddesi
salgılar. Saldır, parçala, ye. Korteksi gelişmiş erkeklerin aşırı
kalp hastası olma nedenleri de budur. Üst beyin okuyup yazmamış,
ilkokuldan sonra sonra kitap kapağı açmamış üst ve alt beyinler çocuk
kalmış. Çatışma yok ama ilkellik var. Bunlar alt beyin noradrenalin
salgıladığı zaman saldırır, parçalar, yer.
'içinizdeki çocuğu sevmeyin, büyütün'
"Rüyalar ilkel libido seviyesi ve alt beyindeki takıntıların sembolik
bir haykırışı olarak düşünülebilir. Alt beyin ancak rüyalarla üst beyne
mesaj vermeye çalışır. Konu burada pek önemsenmiyor ama ABD'de
psikiyatrların çoğunluğu tedavi amaçlı rüya analizi konusunda
uzmanlaşmış. Bu rüya yorumu, tabiri, tefsirinden çok farklıdır.
Bunun için özel eğitim gerekir. Rüyalardaki sembolleri bilmek gerekir.
Örneğin, rahim etkisi rüyaya, dolap, gemi şeklinde görülebilir.
Rüyayı kendin çözemezsin. Üst beyin rüyaları da vardır ama bunların
analiz değeri yoktur. Gerçekte birine kızar, rüyanda onu döversin,
para kaybedersin, rüyanda bulursun. ilkel libido seviyesi rüyaları
vardır, tamamı seksüel semboller taşır, analiz değeri yüksektir. Bu
rüyalar çoğunluğu teşkil eder. Diyelim ilkel libidoda sert takıntılar
yok, o zaman bazen alt beyin rüyaları ortaya çıkar. Çoğunluk bunları
mistik yada kabus kabul eder. Alt beyinle ilişki kurmak için görülen
tüm rüyaları üç beş ay kadar yazmak gerekir. Çünkü üst beyin yazar,
alt beyin rüyayı görür. Tercüme edilmiş olur. Alt beynin genetik bilgi
şifreleri yüzünden, bazen rüyalarda gerçek yaşamda hiç görülmedik
insanlar ve tuhaf yerlerle karşılaşılır. Bunlar atalarımızla ilgilidir.
RNA'lar nedeniyle atalarımızın korteks bilgileri alt beyne geçer.
içinizdeki çocuğu sevmeyin, içinizdeki çocuğu büyütün. O çocuk kalıp
noradrenalin salgılamasın. O zaman hem kendimize hem başkalarına
zararımız olmaz.
Alıntı : Doç. Dr. Nusret Kaya
Lilithhh / Uludağ Sözlük yazarı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder