Fındık Kafe nin yararları :
Çok iyi bir enerji kaynağıdır, vücuda güç ve enerji verir, beden ve zihin yorgunluğunu giderir. Fındık kafe kalp ve damar sağlığı açısından çok faydalıdır. Kolesterolü düşürür, kalp ritmini ayarlamaya yardımcı olur. Düzenli olarak her gün fındık kafe okumak kalp krizi geçirme riskini azaltmakta çok etkilidir. Kansızlığa iyi gelir, vücut ve kemik gelişimini destekler. Hamilelerin hem kendileri için hem de doğacak çocuk için fındık kafe okumaları çok faydalıdır. Cinsel gücü arttırır, varislere iyi gelir. Ayrıca, cildi güzelleştirdiği bilinmektedir.

28 Ağustos 2014 Perşembe

Farklı ol, Özgün kal


Günümüzde farklı olmak, kendin kalabilmektir…

Dünyayı daha basit algılayabilmek için, her şeyi devamlı olarak kategorilere sokmak istiyoruz. Bunu yapabilmek içinde, kriterler yaratmaya çalışıyoruz ki, sınıflandırma yapabilelim. Cansız varlıklarda bu işlem anlaşılabilir ve tehlikesiz gibi gözükse de, canlı ve düşünebilen varlıklarda anlamsız ve tehlikeli hale dönüşebiliyor.

Öğrenci seçme ve yerleştirme programlarıyla, üniversitelere, liselere ve hatta ilkokullara  öğrenci seçebilmek için, çocuklarımızı sınıflandıracağımız kriterler belirliyor ve onları bu kriterleri yerine getirmeleri konusunda zorluyoruz. Sonuçlarını sizlere hiç anlatmayı düşünmüyorum. Birbirlerine benzeyen, tipik ortak davranışlar sergileyen nesiller yaratıyoruz. Ve daha sonra da bundan mutsuzluğumuzu dile getiriyoruz. Aralarından kaç tanesine, kendi gibi olma, özgün davranabilme özgürlüğü veriyoruz. Aksine bunu yaparsak, genelin dışında bir kategoriye girer diye korkudan ölüyoruz. Genelin dışında kalma, sistemden dışlanma riskini getirdiğine inanıyoruz.
Bu hayatımızın her aşamasına sirayet etmiş şekilde devam ediyor. İşe alımlarda farklı mı? Hayır. Yine belli kriterler mevcut. Bu olur, bu olmaz. Bu tutar, bu tutmaz. Bunun özellikleri farklı.

Performans değerlendirmede farklı mı? Hayır. Bu iyi yaptı. Bu kötü yaptı. Bunun iş yapışı farklı. Olmaz.

Kariyer yönetiminde farklı mı? Hayır. Bu bize göre. Bu değil. Bu farklı biri. Olmaz.

Hakikatende sistemler ömürlerini sürdürebilmek için, farklıları ve farklılıkları törpülemeye eğilimli davranıyor. Bir anlamda daha muhafazakâr bir davranış sergiliyor. Bizden olanlar ve olmayanları bulmaya ve bizden olmayanları elemeye endeksli çalışıyor. Ve bunun işlemesini en iyi sağlayacakları, bu sistemi yönetecek kişiler olarak atıyor. Bir anlamda yöneticilerini, gizli, yazılı olmayan ancak doğal akış içerisinde bu anlayışla belirliyorlar. Ancak emin olun, bunu kendilerine bile itiraf edemiyor ve bazen kendileriyle de çelişkilere düşüyorlar. Bu yüzden, farklı düşünen ve farklı davranan ve genelden farkı olan insanlar bu yapılar içinde kayboluyor veya kendi özellikleri dışında davranmaya yönlenerek, özgünlüklerini kaybetmeye çalışıyorlar. Bir anlamda, bende sizin gibiyim veya olmak için çaba sarf ediyorumu göstermeye çalışıyorlar.

Oysa günümüzde hemen hemen her yerde, değişimden, değişimi yaratmaktan, yaratıcılıktan, farklı olmaktan, fark yaratmaktan ve özgün işler üretmekten söz ediliyor. Ve içinde bulunduğu sistemin en başındaki insanların dilinden bu moda kelimeler düşmüyor. Dünyanın yönetiminden sorumlu ülke başkanlarının, ülke başbakan ve bakanlarının, büyük şirketlerin CEO'larının, sivil toplum örgütleri liderlerinin konuşmalarının ortak noktası, hep fark yaratarak, değişimi tetiklemek iken, temsil ettikleri sistemlerin neden buna zıttı bir şekilde, farklılıkları elemeye çalıştıkları ise bir yaman çelişki doğuruyor.

Peki sizce neden ?

Strateji kelimesinin bir anlamda yaratıcısı ve ilk uygulayıcısı olan eski yunanlı general Strategos, farklılıkları yönetmenin ve koordine etmenin zorluklarından bahsetmiştir. Farklılıkları yönetmek için ekstra meziyetler gerekmektedir. Ve Strategos'a göre de, farklılıkları da, farklı kişiler yönetebilir. Ve insanlık tarihinde de, bunun yüzlerce, binlerce örneği mevcuttur.

koordinasyon sağlama, karmaşık yapıları basite indirgeyebilme, algıları ölçebilme ve anlayabilme, empati kurabilme, doğal / içten iletişim kurabilme, dengeleyebilme, önceliklendirebilme, tarafsız ve önyargısız düşünebilme, adil davranabilme, her düşünceye ve fikre değer verebilme, destekleyebilme, etik olabilme, haklara ve hürriyetlere saygı duyma ise farklılıkları yönetilmek için gerekli olan ekstra meziyetlere örnek olarak verilebilir.


Günümüzde gerçek başarılar rekabetle gelecektir. Rekabet dinamizm ve farklılık ile olabilmektir. Farklılık, yaratıcılık ve özgün olabilmeyi gerektirir. İçimizdeki yaratıcılık ve özgün olabilmek ise, kategorilere ve genele dahil olma kaygı ve kompleksinden kurtulduğumuzda serbest kalacaktır.

Siyasi, askeri, ekonomik, bilim, teknoloji, sanat, spor gibi her alandaki pozitif başarıların arkasında hep bu denklem vardır.

Özgün ve farklı kalabilmek en azından insan olarak sizin en büyük başarınız olacaktır

Yazan: Alper FINDIK 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder